Antalya Psikolog Ofisi

Anksiyete ve kaygı bozukluğu, çoğu kişinin zaman zaman yaşadığı ancak bazı kişilerin hayatında sürekli hale gelen ve sebepsiz şekilde ortaya çıkan bunaltı, kaygı ve endişe hisleri olarak tanımlanabilmektedir. Bunaltı, kaygı ve endişe her insanda görülebilmekte ancak kısa bir süre içerisinde etkisini yitirmektedir. Anksiyete ve kaygı bozukluğu ise kişinin günlük hayatına çok fazla etki göstermektedir.

Anksiyete ve kaygı bozukluğu olan kişiler bunalma, endişe ve kaygı gibi hislerden çok fazla etkilendikleri için günlük yaşamları sekteye uğramakta, hayat standartları düşmektedir. Bu kişiler, yaşadıkları hislerin etkisiyle normal hayatlarına devam etmekte zorlanmaktadır. Sağlıklı kişiler zaman zaman yaşadıkları anksiyetenin üstesinden gelebilmektedir. Ancak anksiyete ve kaygı bozukluğu olan kişiler için bu hisler sürekli bir hal almaktadır. 6 ay ve daha fazla süredir anksiyete problemi yaşayan kişiler anksiyete bozukluğundan şüphe duymalıdır.

Anksiyete ve kaygı bozuklukları, toplumda en sık görülen psikolojik rahatsızlar arasında yer almaktadır. Bu bozukluk, her yaştan insanda görülebilmektedir.

Anksiyete Çeşitleri Nelerdir?

Anksiyete ve kaygı bozukluğunun birçok türü bulunmaktadır. Her türde anksiyete atağına sebep olan durum farklıdır. Ancak anksiyete ve kaygı bozukluğundaki temel problem, ortada bunaltı ve endişe hissine neden olacak bir durum olmamasına rağmen kişinin bu hislere kapılması ve günlük hayatının etkilenmesidir. Bu kişiler, bunaltı ve endişeye yol açan durumlarda ise gereğinden daha fazla etki altına girmektedir.

Toplumda sık görülen anksiyete türleri aşağıdaki gibidir:

  • Ayrılık Anksiyetesi Bozukluğu: Daha çok çocukluk döneminde görülen bir rahatsızlıktır. Çocukta, ebeveyn ve yakın ilişki içerisinde olduğu (bakım veren) kişilerden ayrılma kaygısı normalden çok daha fazladır. Bu bozukluk, çocukluktan yetişkinliğe aktarılabilmektedir.
  • Sosyal Fobi: Topluluk önünde utanma ve aşırı bunaltı hissiyle karakterizi bir durum olan sosyal fobi, sosyal anksiyete bozukluğu olarak da adlandırılmaktadır. Bu durum kişinin sosyal etkinliklere katılırken başkaları tarafından negatif eleştirilere maruz kalacağını, yargılanacağı düşünerek kaygılanması olarak görülür. Sosyal anksiyete bozukluğu olan kişiler, topluluk önünde rol almaktan çekinmekte, yemek yemek veya konuşmak gibi eylemlerden uzak durmaktadır.
  • Panik Bozukluğu: Bu rahatsızlık dakikalar içerisinde başlayan dehşet, endişe ve korku duygularının yanı sıra panik ataklar ile karakterizedir. Panik ataklar belirli aralıklarla tekrarlamaktadır. Atak sırasında kişide çarpıntı, ölüm korkusu, nefes darlığı ve göğüs ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkabilmektedir. Panik atak yaşayan kişi, atağın tekrarlayabileceğini düşünerek endişelenir ve atağın gerçekleştiği durumlardan uzak durmaya çalışır.
  • Yaygın Anksiyete Bozukluğu: Bu rahatsızlık, sıradan olaylar yaşanırken kişide aşırı derecede bunaltı ve kaygı hissinin görülmesi olarak tanımlanabilmektedir. Kişi, yaşanan olaylara gereğinden fazla tepki vermektedir. Kişinin zihnini kaplayan endişe hissi; aşırı terleme ve kalp hızında artış gibi fiziksel tepkileri de beraberinde getirmektedir. Yaygın anksiyete bozukluğu, depresyon gibi rahatsızlıklarla beraber görülebilmektedir.

Anksiyete ve Kaygı Bozukluğu Neden Olur?

Anksiyete ve kaygı bozukluğunun nedenleri kesin olarak bilinmemekle birlikte yapılan çalışmalar devam etmektedir. Ancak bazı durumların anksiyeteyi tetiklemekte veya risk faktörü olmaktadır. Anksiyete nedenleri aşağıdaki gibidir:

  • Hastalıklar: Tiroit, akciğer, kalp hastalıkları anksiyete semptomlarının yaşanmasına veya var olan anksiyete semptomlarının kötüleşmesine yol açabilmektedir.
  • Madde Kullanımı: Anksiyete bozukluğu yaşayan kişiler, bu hislerden uzaklaşabilmek amacıyla alkol veya madde kullanımına başvurabilmektedir. Ancak aşırı madde kullanımı veya yoksunluğu anksiyete semptomlarını şiddetlendirmektedir.
  • Çevresel Stres: Anksiyete ve kaygı bozukluğu yaşantı sonucunda oluşabilmektedir. Bir yakınını kaybetmek, aile tarafından ihmal edilmek, taciz, duygusal ve fiziksel şiddetten etkilenmek gibi stresli yaşam olayları anksiyeteye yol açabilmektedir.
  • Beyin Kimyası: Son dönemlerde yapılan araştırmalara göre anksiyete ve kaygı bozukluğunun ortaya çıkmasında beyinde endişe ve korku duygularını kontrol eden kimyasal bağlantılardaki sorunların da etkili olduğunu göstermektedir.
  • Genetik: Ebeveynlerde anksiyete bozukluğunun olması, çocuklarda da görülme olasılığını artırmaktadır.

Yaşamış olduğunuz psikolojik sorunlar ile ilgili Antalya Psikolog Ofisinden destek alabilirsiniz.